Sitelerin en büyüğü olan Mohenco-Daro 60 hektarlık bir alana yayılmıştı. İyi planlanmış bir drenaj sistemi olan bir konut mahallesi ile ona tepeden bakan bir kale höyüğünden oluşuyordu. Kamusal binalar arasında tahıl depoları, tapınak olan bina ve beklide ayinler için kullanılan derin bir havuz vardı.
Bakır ve bronz yaygın olarak kullanılıyordu ve Ortadoğuyla ilişkiler olduğuna dair bulgular da rastlandı. Ancak Mohenco-Daroluların kullandıkları yazı hala çözülemedi. Bilim adamları, toplumun dini yapısı ya da uygarlığın, nüfus fazlalığından mı, selle gibi çevresel faktörlerden mi, salgın hastalıklardan mı, yoksa istilacıların saldırıları yüzünden mi çöktüğü konusunda fikir birliğine varabilmiş değiller.
1786 da İngiliz bilim adamı ve hukukçu William Jones Sanskritçe, Yunanca, Latince, Farsça ve diğer diller arasında, benzerlikler gözlemleyip bu Hint-Avrupa dillerinin hepsinin ortak birAri atadan gelmiş olabileceğini öne sürdü.
Ne yazık ki bu fikir bazı fanatiklerin insanlığın kaydettiği tüm ilerlemenin Ari ırk sayesinde ve bu ırkın diğer tüm ırklardan üstün olduğunu iddia etmelerine yol açacaktı.
Bazı Avrupalılar Kuzeyli Germen kanını en saf Ari kanla özdeşleştirdiler ve Hitlerin de Slav Untermencheni (Aşağı halklar) ezip, Yahudiler ile Çingeneleri yok etmeyi haklı göstermeye çalışırken gösterdiği gerekçe bu tür kuramlar oldu.
Kaderin acı bir cilvesi olarak, bir zamanlar mutluluk ve refahı simgeleyen Arilerin gamalı haçı svastika, Nasyonel sosyalistler tarafından misyonlarının tarihsel geçerliliğini desteklemek üzere benimsendi ve yaşanan inanılmaz dehşetin simgesi haline geldi.
İndus Vadisi uygarlığının en büyük kentlerinden Mohenco-Darodan günümüze ulaşan pek az bulgu arasında, sakallı bir rahibin etkileyici bir taş büstü ve kolunda bir dizi bileziğiyle, dansçı bir kızın bronz figürü yer almaktadır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder