
Aztekler, çok küçük bir topluluktu. Ancak Meksikada 1000 yıldır büyük güç sahibi olan ve hüküm süren Tolteklerin topraklarına sahip olarak daha da güçlenip büyümeye başladılar. Toltekler teknoloji olarak Azteklerden çok çok ilerideydiler. Kendilerine göre su ve yol sistemleri, takvimleri, saatleri ve tapınakları vardı. Tapınakları piramit şeklindeydi. O yıllarda Toltekler toprağı işlemiş ve tarım ürünleri geliştirmişlerdi. Aztekler bu gelişmeleri örnek alıp benimsemişlerdir. Kendi ülkelerinin gelişimlerini bu teknolojileri benimsemeye borçlulardır. Başkentlerini ise şuan Meksiko şehrinin bulunduğu çevrede kurmuşlardır. Bu başkent bir adanın tam ortasındaydı ve köprüler ile karalara bağlanıyordu. Adanın içerisine çok güzel bir yerleşim yeri kurmuşlardı. Düz sokaklar, taştan yapılmış evler ve birçok tapınak bulunmaktaydı. Aynı zamanda berbercilik, doktorculuk ve eczacılık Azteklerde bulunmaktaydı.
Toltekler’in her şeyini benimsemelerine rağmen, dinlerini benimsemeyip çok farklı bir din yapılarına sahiptiler. Aztekler inandıkları tanrıları için her yıl binlerce insanın yüreklerini ve iç organlarını deşerek tanrılarına sunarlardı. Öyle ki bir tapınak kurulurken tam yirmi bin esir toplu olarak kurban edilmişti. Bununla birlikte tanrılarının şefkatleri ve merhameti üstlerinde olacaklarını düşünürlerdi.


Kortez Aztek şehrine geldiğinde, Azteklere kendini dost olarak tanıttı. Başka bir ülkeye sefere giderken şerhlerini merak etiğini ve bu yüzden buraya geldiğini söyledi. Bu sebeple o sıralar Aztek imparatoru olan Montezuma Kortezi kabul etti ve onu İspanya elçisi olarak görmeye başladı. Kortez şehre girdikleri zaman şehrin düzenine ve yapıtlarına büyük bir hayranlık duymaya başlamıştı. Çok düzenli yapılar ve hayranlık bırakacak piramitler mevcuttu. Ve Kortez bu manzara karşısında büyülenmişti, içinden hiçbir yer bu kadar güzel olamaz herhalde diye geçirmeye başlamıştı. Bu hayranlıktan kısa süre içerisinde kurtulup şehri nasıl ele geçirebiliriz diye planlar yapmaya başladı.

Aztek halkı, İspanyolların şehre girmesine büyük tepki göstermişlerdi. Birçok sefer karşı çıkışlar yapıp Montezumaya karşı gelmişlerdir. Ancak Montezuma İspanyollardan çok korkuyordu. Onların silahlı güçlerinden ve teknolojilerinden haberdardı ve bu yüzden onları iyi karşılayıp sorun oluşmasını istemiyordu. İspanyolları bir tapınakta ağırladı ve hürmette hiçbir kusur işlemedi. Onlara altın ve mücevher hediyelerinde bulundu.

Birkaç gün sonra Kortez bir ara yanına gelen Montezumayı esir alıp kısa bir süre içerisinde de onu öldürdü. Halk büyük bir şok yaşadı. Kortez ise halkın yaşamış olduğu şaşkınlığı fırsat bilip askerleriyle şehri yakıp yıkmaya başladı. Bu beklenmedik saldırı karşısında Aztek askerleri’nin büyük bir çoğunluğu katledildi. O sıralarda Montezuma yerine başka birisi başa geçti. Ancak Kortez onu da öldürünce halk büyük bir umutsuzluğa gömüldü. Artık herkes hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını bilip Korteze teslim oldular.
Kortez böylesine güzel bir şehri ele geçirdiği için büyük bir üne sahip oldu ve bu seferle kalmayıp Kaliforniyaya yürümeye başladı. Orayı da işgal etme fikri vardı aklında. Ancak bu sefer istediği olmadı. İşgal gerçekleşmedi. Bu başarısızlık ününü büyük bir şekilde etkileri ve ayağını kaydırmak isteyenlerin çalışmaları ile birlikte tamamen halk tarafından unutuldu. Ve son olarak İspanyada 1547 yılında öldü.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder