Bu Blogda Ara

31 Ağustos 2012 Cuma

Sinir Sisteminin Temel Taşları: Nöronlar


İçinde çekirdek ihtiva eden bir gövde, protoplazmadan oluşan uzantılar ve silindir biçiminde bir “sap” tan oluşan hücrelere nöron denir. Nöronlar sinir sisteminin temelidir. Bu hücrelerin başlıca görevi sinirsel mesajları aktarmaktır.
Nöronlar temel yapı olarak hayvan hücresine benzese de aslında hayvan hücrelerinden neredeyse tamamen farklıdır. Uzun sapları ve protoplazma uzantıları, görüntü olarak nöronları hayvan hücrelerinden ayırır. Nöronların biraz önce bahsettiğim “sap” larına akson, protoplazma uzantılarına ise dentrit denir. Aksonlar çoğunlukla yağ yapılı, kesintili bir kılıfla kaplıdır. Bu kaplamaya da miyelin denir. Miyelin kılıfı, koruyucu ve yalıtkan bir yapı görevindedir ve dediğimiz gibi kesintili bir yapıdadır. Bu kesintili yapı, akson boyunca düğümler şeklinde oluşmuştur. Bu düğümler hücreler arası birleşmeyi sağlar ve bu düğümlere de ranvier düğümleri denir.
Nöronlar 3 tiptedir:
1. Tek Kutuplu Nöronlar:
Yalnızca bir uzantıları vardır. Bununla birlikte bu tek uzantı, hücreden çok uzaklaşmadan dallanarak hücreye, kendine özgü “T” biçiminde bir şekil kazandırır. Aslında gerçek anlamda tek kutuplu hücre yoktur. Akson ve dentritler bir aşamadan sonra uzayıp birleşerek hüctere tek kutuplu bir görünüm verirler. Bu tip nöronlara beynin her kısmında rastlanabilir.
2. İki Kutuplu Nöronlar:
Kısa bir aksonları, uygun ve dallanmış tek bir dentritleri vardır. İki kutuplu nöronlar genellikle beyincikte ve beynin ağ tabakasında bulunur.
3. Çok Kutuplu (Multi) Aksonlar:
Çok uzun bir akson ve birçok dentritten oluşurlar. Bu tip nöronlara omuriliğin ön taraflarında ve beyin kabuğunda rastlanır.
Nöronlar Nasıl Çalışır?
Bir nöron “uyarılabilme” özelliği taşır. Yani nöronlar, duyu hücrelerinden ya da diğer nöronlardan gelen doğal uyarılara ve elektrik akımı, kimyasal akımlar gibi yapay uyarılara karşı duyarlıdırlar. Herhangi bir yerden gelen sinirsel iletiler, nöronlar aracılığıyla iletilir, yol alır. Bu iletişim de dentritler önemli rol oynayıp köprü görevi görürler.
Sinir akımını açıklamak için iki kuram ortaya atılmıştır; kimyasal kuram ve elektriksel kuram.
1. Kimyasal Kuram:
Bir nöronun uyarılması, akson zarının sodyum iyonlarına karşı geçirgenliğinde çok önemli değişiklikler gösterir. Bu olay, asetilkolin, noradrenalin, tiamin ya da B1 vitamini gibi kimyasal aracıların etkisiyle gerçekleşir. Bu yüzden bu kurama Kimyasal Kuram denmiştir.
2. Elektriksel Kuram:
Hücre zarının her iki yanında iyon yoğunluğunun ani değişikliği, burada kutuplanmanın yok olmasına (depolarizasyon) yol açar. Bu da elektrik potansiyelinin değişmesine neden olur ve uç dallanmalara kadar akson boyunca ilerler. Uyarılan noktada potansiyel ters çevrilir ve bu durum zar direncinde bir düşmeye sebep olur. Dolayısıyla yerel akımlar, uyarılan nokta ile çevresindeki bölgeler arasındaki potansiyel farkları dengeler. Miyelin kılıfla çevrili olan liflerde uyarı, miyelinsiz olanlara göre sürekli yayılmaz ama bir ravnier düğümünden diğer ravnier düğümüne atlayarak geçer.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder