Bu Blogda Ara

23 Eylül 2012 Pazar

AKICILIK


Sözlü ya da yazılı anlatımın anlamca açık ve pürüzsüz olması, sözcük ve tümcelerde hiçbir ses karışması olmaması, kulağı tırmalayan sözcükler bulunmaması, sözlerin bir engele uğramadan akıp gitmesi.
Anlatımın akıcı olması için tümceler, gereksiz sözcüklerden ve uzatmalardan arındırılmalıdır. Kolayca anlaşılan, amacı açık seçik ortaya koyan tümceler kurulmalıdır. Süsten ve yinelemelerden uzak durulmalıdır. Söylenişi zor sözcükler kullanılmamalıdır. Zaman zaman devrik, zaman zaman düz tümceler kurarak, yazı tekdüzelikten kurtarılmalıdır. Kısa, yalın tümceler kurmalı, ama arada bir, biraz uzunca tümceler kurarak, değişiklik yaratılmalıdır. Sözcüklerde ses kakışması olmamasına özen gösterilmeli, tümceler bir engele uğramadan akıp gitmelidir.
“Otelin geceliği iki buçuk lira. Odada sobayı yakmak için de ayrıca bir lira alıyorlar. Bir lira vermeden sobayı yakmıyorlar. Aylardan şubat…
Cebimdeki yirmi beş lira bir hafta dayandı. 1947′nin kışı yaman… Ağzıma lokma koymayalı iki gün oldu. Kendi kendime “Aç kalmak mı, açıkta kalmak mı zor?” diye düşünüyorum. Otelci kapı dışarı ederse, işte o zaman gör sen özgürlüğün cilvesini…
Dışarı çıksam, nereye? İçeride kalsam, neyle? Tastamam on beş kuruşum var. Çay ısıtır, simit doyurur. Açlık başıma vurmuş. Sokağa çıktım. Lâpa lâpa kar yağıyor.”
(Aziz Nesin)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder